Diyelim yağmura tutuldun bir gün..
Bardaktan boşanırcasına yağıyor mübarek..
Öbür yanda güneş kendi keyfinde..
Ne de olsa yaz yağmuru..
Pırıl pırıl düşüyor damlalar..
Eteklerin uça uça bir koşudur kopardın..
Dar attın kendini karşı evin sundurmasına..
İşte o evin kapısında bulacaksın beni..
.
Buluşmak üzere... Yeni gecelerde...
temel de sinirlenmiş, ula nereye gireysun solesene nereye gideysun diye soylenmeye baslamis, turist de sadece giresun diyormus, temel daha da sinirlenmis, nereye gireysun nereye gireysun ben evliyim illa bi yere gireceksen dursun bekar demis (bu kadar kb son beyin hucreni oldurduyse bu fikra)
turist çok endişeliymiş ve kafası çok karışıkmış, sürekli bir elindeki telefona bir de etrafına bakıyor, tabela veya konuşabilecek birilerini arıyormuş ama bulamıyormuş
Evet o anlama da gelebilir ama bence şu; insanların sözleri, başkalarının yaşamları üzerinde büyük bir etkiye sahip olabilir. Bişey söylemeden önce ne söyleyeceğini iyi düşün. Bazen bir söz yaşam, bir söz ölüm getirebilir. Mecazi anlamda tabi.
Sonunda en iyi zıplayışını yapmış ve çıkmayı başarmış. Dışarı çıkınca diğer kurbağalar hayretle nasıl başardığını sorduklarında kurbağa onlara dönerek ve ellerini kulaklarına götürerek “Efendim, bir şey mi söylediniz; sizi duyamıyorum!” demiş.
Sonunda kurbağalardan biri diğerlerinin söylediklerine kulak asmış ve pes ederek dibi boylayıp ölmüş. Diğer kurbağa elinden geldiğince hızlı zıplamaya devam ettmiş. Yine kurbağa kalabalığı ona olumsuz sözler söylemeye devam etmiş ama.
Diğer kurbağalar çukurun etrafına toplanıp çukurun ne kadar derin olduğunu görünce iki kurbağaya kurtuluşları için hiç umut kalmadığını söylemişler. Ama iki kurbağa diğerlerinin söylediklerini görmezden gelmiş ve çukurdan çıkmaya çalışmış